ÜNDER | Aylık Toplantı

Mart Ayı Toplantısı


ÜNDER’in geleneksel aylık toplantısı 25 Mart 2018, Pazar sabahı, Sayın Rektör Prof. Dr. Mehmet Bulut’un ev sahipliğinde İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde gerçekleşti. Kahvaltı ile başlayan etkinlik Başkanımız Doç. Dr. Muhammed Kurulay'in açılış konuşması ve sonrasında Prof. Dr. Mehmet Bulut Hocanın oldukça beğeni kazanan “Gelenekten Geleceğe Akademide Bilgi Bütünlüğü” konulu sunumuyla taçlandı.

Prof. Dr. Mehmet Bulut dünyadaki bilinen ilk, ve halen eğitim faaliyetlerine devam eden, üniversitenin, Fez, Fas'da 859 yılında kurulan Karueein Üniversitesi olduğunu söyledi. Endülüs, Semerkant ve Bağdat’ta 9. asrın ortalarında üniversiteler kurulmuş ve bu kurumlar İslam coğrafyası içine Ortadoğu’dan doğuya ve batıya çoğalarak yayılmışlardır. İstanbul’un fethiyle birlikte burada da üniversiteler kurulmaya başlanmıştır. Bologna Üniversitesi, İtalya’da 1088 yılında kurulmuştur ve Avrupa'nın en eski üniversitesidir. İlk İslam üniversiteleri kendi batılı çağdaşlarına göre çok daha ileri seviyelerdeydiler ve 1500 yılında Granda Üniversitesi, Cambridge Üniversitesini altı katı, yaklaşık 600.000 kitaba sahipti.

İmam Gazali’nin bilimde Müslüman alimlerin ilerleyişi durduran bir olumsuz gelişme olarak lanse etmeye çalışan batılı kaynakların aksine Gazali’nin İslam’ın dünyaya birinci meydan okuması olduğunu söyledi. Gazali İslam Medeniyetini yeniden kuran kişidir. Selçuklu, Endülüs ve daha sonrasında Osmanlı dönemlerinde akademik çalışmalar Gazali’nin yolundan gidilerek ilim, irfan ve hikmet üçlemesiyle devam etmiştir. Osmanlı 600 yıllık varoluş sürecinde 18. Asrın sonlarına kadar tek alternatif bakış konumunu devam ettirmiştir. Osmanlı döneminin sonuna gelindiğinde bile ne bilim, ne iktisadi ne de teknolojik olarak batıdan gerideydik. Batılı ülkeler ahlak ve hukuk ilkelerini hiçe sayarak büyümelerine devam ederken Osmanlı ahlaki ve hukuki ilkelerden kopmadan yoluna devam etmiştir.

Batıda 16. ve 17. yüzyıllarda Max Weber ve Karl Marks değişik dünya görüşleri ortaya koymaya çalıştılar. Bu dönemlerden itibaren yeni insan ve yeni devlet tasavvurları gayri insaniydi. Bununla beraber Kuran ve Peygamberin izinde gidenler batılılar gibi olamazdı. Batıda bilgi bütünlüğü fayda içindir. Yani ilim ilim için değil ilim çıkar için olacaktır. Bu yanıyla batı kendisine faydalı bir yol seçerken Müslümanlar altürüstik bir bakış açısıyla başkalarına faydayı kendi çıkarlarının önünde tutmuşlardır. Müslümanlara göre bilgi, kul hakkına girmeden, katma değer ve fayda üretmelidir ve bütün insanlığın hayrına olmalıdır.

Daha önce yüz-yüze ve hocayla bire-bir gerçekleştirilen dersler 19. yüzyıldan sonra kolej sistemi üzerine kuruldu. 1945’lerde Kaliforniya sistemi ortaya çıktı.
Al Kindi, Farabi, İbni Sina, İbni Haldun son yıllarda İslami coğrafyanın yetiştirdiği önemli alimlerdir. İlim, irfan ve hikmet esaslı eğitim İslam coğrafyasında devam edegelmiştir. İnsanları zihin ve gönül dünyaları şirkten arınmalıdır ve zihin ve gönül temiz bir ruhta buluşmalıdır. Peygamberimiz ahlakı temizlemek için gönderildiğini söylemiştir. Akl-ı selim ve kalb-i selim ile sağlıklı bir sonuca erişebiliriz.

Günümüzde, üniversitelerimizde bir özgüven sorunu yaşanmaktadır. Bu özgüven sorunu öncelikle zihinlerde çözülmelidir. İyi akademisyenler yetiştirmek için teorilerimiz eksik ve yetiştirilme tarzlarında da eksiklikler var. Daha kapsamlı akademik çalışmalar yapabilmek için çok sayıda yabancı dilin bu insanlara öğretilmesi gerekmektedir. Yaptığımız işleri diğerlerinden daha iyi yapmalıyız.